1.
Giriş
Dünyada enerji üretim ve dağıtım sistemleri, 21. yüzyılın teknolojik, çevresel ve sosyoekonomik dinamiklerine paralel olarak dönüşmektedir. Bu dönüşümün merkezinde ise merkeziyetsiz enerji üretimi (dağıtılmış enerji, yerinde üretim), akıllı şebekeler ve toplayıcılık (aggregator) gibi kavramlar yer almaktadır. Bu bağlamda "toplayıcılık paradigması", yalnızca teknolojik bir geçişi değil, aynı zamanda sistemin işleyişinde farklı paydaşlarla birlikte iş görme anlayışını temsil etmektedir. Türkiye’de de enerji sektörünün serbestleşmesiyle birlikte, geleneksel merkezi yapılar yerini daha katılımcı, esnek ve dijitalleşmiş modellere bırakmaktadır.
Enerji sektöründe yaşanan dönüşüm, özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının artan rolüyle birlikte, elektrik sistemlerinde yeni ihtiyaçların ve çözümlerin doğmasına neden olmuştur. Günümüzde, elektrik enerjisinin depolanması ve toplayıcılık sistemleri; enerji arz güvenliği, şebeke dengesi ve sistem esnekliği açısından stratejik bir önem kazanmıştır.
Bu makalede; elektrik depolama tesislerinin teknik ve ekonomik açıdan önemi, toplayıcılık faaliyetinin sistem işleyişine etkileri, neden-sonuç ilişkileriyle birlikte Türkiye’de elektrik enerjisi sektörünün gelişiminde toplayıcılık modelinin yeri, işleyişi, yasal altyapısı, mevcut uygulamaları ve geleceği ile bu alandaki yeni yaklaşımlar detaylı şekilde ele alınacaktır.
2. Toplayıcılık Faaliyeti ve Depolama Sistemlerinin Yasal Çerçevesi
Toplayıcı; küçük ölçekli
elektrik üreticileri ve tüketicileri (özellikle "prosumers" olarak
bilinen üreten-tüketici) veya esnek yükleri bir araya getirerek bunları enerji
piyasasında toplu biçimde temsil eden aracı kurumdur. Bu yapı, bireysel
kullanıcıların piyasalarda doğrudan işlem yapmalarını kolaylaştırmaktadır. Farklı türleri bulunmaktadır:
Tüketici
Toplayıcıları:
Talep tarafı yönetimi yapmaktadır.
Üretici
Toplayıcıları:
Güneş, rüzgâr gibi dağıtık üreticileri temsil etmektedir.
Depolama
Toplayıcıları:
Batarya sistemlerini toplamaktadır.
Hibrit Toplayıcılar: Birden fazla fonksiyonu entegre etmektedir [1].
2001 yılında yürürlüğe giren 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile elektrik piyasası serbestleşmeye başlamıştır. 2013 yılında tadil edilen 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile üretim ve tüketim piyasaları serbestleştirilmiş, tüketicilere tedarikçi seçme hakkı tanınmıştır.
Türkiye'de şebekeler merkezi üretim mantığına göre dizayn edilmiştir ve yenilenebilir enerji kullanım oranının yüksekliği bu yapıyı kimi zaman zorlamaktadır. Depolama sistemleri; ani frekans düşüşlerine veya üretim fazlasına karşı tampon görevi görerek şebeke kararlılığını artırmaktadır. Bu bağlamda, TEİAŞ’ın Dengeleme Güç Piyasasında, özellikle bataryalı enerji depolama sistemleri (BESS) ve hızlı yanıt verebilen hibrit çözümler önemli bir aktör haline gelmektedir.
EPDK’nın 2021 yılında yayımladığı “Elektrik Piyasasında Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği” ile üretim tesisine bütünleşik elektrik depolama ünitesi kurulabilmesine imkân sağlanmış, ayrıca 2022 yılında yayımladığı lisans yönetmeliği değişikliği kapsamında “Depolamalı Elektrik Üretim Tesisleri” kavramı hayata geçirilmiştir. Bununla birlikte yatırımcılara üretim lisansına dercedilmek kaydıyla rüzgâr veya güneş enerjisine entegre depolama sistemleri kurma hakkı tanınmıştır. Bu sayede, depolama yatırımlarının önündeki yasal engeller kalkmış ve lisanslı üreticiler için sistem esnekliği artırılmıştır.
EPDK mevzuatı kapsamında ayrıca “toplayıcı” lisansı alınmaktadır. 2020 yılı sonrası yapılan çeşitli kamuoyu katılımlarıyla “talep tarafı katılımı”, “dağıtık üretim piyasası” gibi başlıklarla mevzuat hazırlıkları yapılmış olup, 2024 yılında Toplayıcılık Faaliyetine İlişkin Usul ve Esaslar yürürlüğe girerek, Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.
Söz konusu mevzuatlarla birlikte toplayıcılık faaliyeti ve depolama sistemleri ile yenilenebilir enerji entegrasyonu, GES ve RES işletmelerinin sistemle entegrasyonu daha verimli hale gelmiştir. Tüketiciler yalnızca tüketici değil, üretici ve piyasa oyuncusu haline gelmiştir. Böylece, enerji verimliliği ve esneklik, talep tarafı katılımı ile arz-talep dengesi daha az maliyetle sağlanabilmiştir.
3.
Uygulama
Örnekleri ve Potansiyel Senaryolar
EPİAŞ’ın pilot projesi olarak 2021 yılında, “Yük Esnekliği Pilot Uygulaması” ile toplayıcılar üzerinden büyük tüketicilerle piyasa entegrasyonu test edilmiştir. Bu proje ile birlikte "sanal santral" (virtual power plant - VPP) kavramı gündeme gelmiş ve dağıtık enerji kaynaklarının tek bir yazılım platformu üzerinden bütünleşik şekilde yönetilmesi hedeflenmiştir [2].
Organize Sanayi Bölgelerinde (OSB) Yük Esnekliği Yönetimi
Organize sanayi bölgelerinde faaliyet gösteren fabrikalar ve büyük ölçekli üretim tesisleri, elektrik tüketimlerini toplayıcılar vasıtasıyla esnek hale getirerek, TEİAŞ’a yük dengeleme hizmeti sağlamaktadır. Örneğin, bir çimento fabrikası üretim hattını günün belirli saatlerinde durdurarak veya düşük kapasiteyle çalıştırarak şebeke üzerindeki yük baskısını azaltabilmektedir. Bu esneklik piyasada gelir elde etme imkânı da sunmaktadır.
Konut Tipi Çatı GES Üreticilerinin Piyasaya Entegrasyonu
Bireysel çatı üstü güneş enerji sistemleri sahibi konut kullanıcıları, bir toplayıcı aracılığıyla bir araya getirilerek, gün öncesi piyasasında elektrik üretim tahminleri üzerinden işlem yapabilmektedir. Bu sayede, küçük ölçekli üreticiler de merkezi üreticiler gibi piyasada aktif rol almakta, üretimlerini ekonomik kazanca dönüştürmektedir.
Elektrikli Araç (EV) Filolarının Şebeke Dengeleme Unsuru
Olarak Kullanımı
Elektrikli araçların bataryaları, yüksek esneklik potansiyeli barındırmaktadır. Bir toplayıcı tarafından yönetilen büyük ölçekli elektrikli araç filoları, talep fazlası dönemlerde şebekeye enerji vererek (vehicle-to-grid - V2G) dengeleme hizmeti sunmaktadır. Özellikle şirketlere ait filo araçları, şarj-deşarj planlaması ile bu sistemin etkin bir parçası haline gelmektedir.
Tarım Sektöründe Dağıtık Enerji ve Esnek Yük Uygulamaları
Tarımsal sulama sistemleri, mevsimsel ve saatlik bazda esnek yük profili sunmaktadır. Örneğin, sulama pompaları belirli saat aralıklarında devreye alınarak enerji talebi düşük saatlere kaydırılmaktadır. Bir tarım kooperatifine ait dağıtık sulama sistemleri, merkezi bir toplayıcı tarafından koordine edilerek, hem şebeke dengesi sağlanmakta hem de üretici maliyetleri optimize edilmektedir.
Bu uygulamalar, Türkiye elektrik piyasasında dağıtık kaynakların etkin şekilde yönetilmesine ve enerji sisteminde esneklik potansiyelinin artırılmasına katkı sunmaktadır. Pilot uygulamaların yaygınlaştırılması ile birlikte, enerji verimliliği, arz güvenliği ve piyasa etkinliği daha yüksek seviyelere ulaşmaktadır.
4.
Tüketiciden
Prosumere Geçiş (Üreten Tüketici)
Türkiye'nin coğrafi
avantajları sayesinde güneş ve rüzgâr potansiyeli oldukça yüksektir. Özellikle çatı GES ve küçük ölçekli RES
projeleri son yıllarda hızla artmıştır. TEİAŞ verilerine göre; Temmuz 2025
itibarıyla Türkiye’nin elektrik kurulu gücünün yarısından fazlası yenilenebilir
kaynaklardan oluşmaktadır ve güneş ve rüzgar kaynaklı üretim tesislerinin büyük
kısmını da dağıtık sistemler içermektedir. Ancak bu sistemlerin şebekeye
entegrasyonu, arz-talep dengesinde ciddi zorluklar oluşturmaktadır.
2025 yılı itibarıyla Türkiye'de 15 GW'ı aşan dağıtık GES kurulu gücü, bu yapının işlevselliğini artırmıştır. Özellikle sanayi tesislerinin talep esnekliğinden yararlanılması, enerji maliyetlerini düşürmekte ve arz güvenliğine katkı sağlamaktadır [3].
Yeni mevzuatlarla birlikte bireysel ve kurumsal kullanıcılar, enerji üreticisi haline gelmeye başlamıştır. Tüketici, artık hem enerji üreten hem de fazlasını satabilen bir “prosumer” olarak şebekede yer almaktadır. Bu dönüşümde, klasik merkezi üretim ve dağıtım mantığı geçersiz kılınmakta, daha esnek ve dijital altyapılar gerekmektedir. Dijitalleşme, akıllı sayaçlar, nesnelerin interneti (IoT), SCADA sistemleri ve büyük veri altyapısı, toplayıcılık modelinin en önemli teknolojik dayanaklarıdır.
5.
Elektrik
Depolama Tesislerinin Artan Önemi
Güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynakları doğaları gereği süreksiz ve öngörülemezdir. Bu durumda şebeke kararlılığı risk altına girmektedir. Söz konusu sorunun çözümünde; enerji depolama tesisleri, üretim fazlası enerjiyi depolayarak, ihtiyaç duyulan zamanda sisteme enerji sağlamasında kritik bir rol oynamaktadır. Özellikle batarya teknolojileri kısa süreli dengeleme ve ani frekans dalgalanmalarına karşı hızlı tepki süresi sayesinde giderek yaygınlaşmaktadır.
Geleneksel elektrik sistemleri, pik talep anlarını karşılamak için yüksek kapasiteli fakat nadiren çalışan yedek santrallere ihtiyaç duymaktadır. Depolama sistemleri bu talep zirvelerini dengeleyerek sistemin daha esnek ve ekonomik çalışmasını sağlamaktadır. Örneğin, gün içindeki fiyat dalgalanmalarından yararlanarak arbitraj yapan söz konusu sistemler, diğer bir ifade ile gün içindeki elektrik fiyat dalgalanmalarından yararlanarak düşük fiyatlı saatlerde enerji depolayıp, yüksek fiyatlı saatlerde bu enerjiyi sisteme geri vererek kazanç sağlayan depolama sistemleri, elektrik maliyetlerini azaltmakta ve sistem işletmecilerine zaman içinde kazanç sağlamaktadır.
6. Toplayıcılık Faaliyeti: Dağınık Kaynakların Birleştirilmesi
Dağınık halde bulunan mikro üreticiler, bireysel olarak piyasa koşullarında etkin olamazlar. Toplayıcılar, bu küçük üreticileri ve tüketicileri bir araya getirerek, sanal bir enerji santrali/portföyü oluşturmakta ve piyasaya kolektif şekilde katılım sağlamaktadır. Bu model, özellikle talep tarafı katılımı ve esneklik hizmetleri açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Tüketiciler sadece enerji tüketen değil, aynı zamanda şebekeye esneklik sağlayan aktörler haline gelmektedir.
Toplayıcılık modelinin gelişmiş versiyonu olan sanal enerji santralleri (VPP-Virtual Power Plant), farklı üretim ve depolama sistemlerini tek bir platformda yönetmektedir. VPP’ler merkezi olmayan sistemlerin koordinasyonunu sağlamaktadır. Şebeke operatörlerine güvenilir ve kontrol edilebilir bir üretim kaynağı sunmaktadır. Bu sistemler, yazılım tabanlı çözümlerle donatılmış olup, gerçek zamanlı karar alma ve otomasyon yetenekleri sayesinde geleneksel enerji yönetim sistemlerinden çok daha esnek bir yapı sunmaktadır [4].
Büyük veri kaynakları, insan tarafından yönetilemeyecek kadar karmaşık hale gelmiştir. Yapay zeka (AI) tabanlı çözümler, enerji sistemlerini daha güvenli, ekonomik ve çevreci hale getirmektedir. Yapay zekâ ve veri analitiği ile optimize edilen işlemler, depolama sistemleri ve toplayıcı faaliyetler sayesinde enerji fiyat tahminiyle, talep analizi ve bakım planlamasında yüksek verimlilik elde edilmektedir.
Mikro düzeyde enerji alışverişi için güvenli ve şeffaf bir platform ihtiyacı artmaktadır. Blokzincir teknolojileri, eşler arası enerji ticaretine olanak sağlayarak merkezi olmayan bir enerji ekonomisinin temelini atmaktadır. Bu sistemler, enerji hakkının dijitalleştirilerek kripto paralara dönüştürülmesini mümkün kılmakta ve kullanıcıların aktif katılımını teşvik etmektedir.
7.
Sonuç
ve Politika Önerileri
Türkiye’de enerji dönüşümünün başarısı, yalnızca yenilenebilir kaynakların yaygınlaşmasına değil, aynı zamanda bu kaynakların şebekeye akıllıca entegrasyonuna bağlıdır. Elektrik depolama tesisleri ve toplayıcılık faaliyeti, dağıtık enerji kaynaklarının kontrolünü ve ekonomik değer üretimini mümkün kılmaktadır.
Toplayıcılık faaliyeti, ülkemizin elektrik sisteminin geleceği açısından kritik bir yere sahiptir. Ancak bu dönüşümün sağlıklı işlemesi için bazı temel adımların atılması gerekmektedir. Elektrik depolama tesisleri ve toplayıcılık faaliyeti, enerji dönüşümünün merkezinde yer almakta ve sürdürülebilir bir enerji altyapısının kurulmasında çok önemli bir yer kaplamaktadır.
17.12.2024 tarihli ve 32755 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasasında Toplayıcılık Faaliyeti Yönetmeliği ile artık EPDK’dan toplayıcı lisansı alınabilmekte veya mevcut tedarik lisansına dercedilebilmektedir. Toplayıcılık faaliyetine ilişkin düzenlemeler ile depolamalı elektrik üretim tesislerinin kurulumuna ilişkin düzenlemeleri içeren değişiklikler, bu alanda pazarın önünü açmakta ve yatırımcılara netlik kazandırmaktadır.
Gelecekte bu alanların başarısı şu faktörlere bağlı olacaktır:
Ø Pilot uygulamalar yaygınlaştırılmalı, yatırımcılar teşvik edilmeli ve finansal mekanizmalar güçlendirilerek, EPİAŞ üzerinden teşvik edilmelidir. Depolama sistemleri halen yüksek sermaye yatırımları gerektirmektedir. Teşvik mekanizmaları, özellikle küçük üreticilerin yüksek maliyetlerini karşılayabilmeli ve bu teknolojilere erişimini kolaylaştırmalıdır.
Ø Şebekeye bağlanacak dağıtık kaynaklar için ulusal düzeyde veri paylaşımı, uzaktan kontrol ve güvenlik standartları oluşturulmalıdır.
Ø Kullanıcıların aktif katılımını sağlayacak modellerin geliştirilerek, veri paylaşımı altyapısı, TEİAŞ ve dağıtım şirketleri ile güvenli veri paylaşım protokolleri oluşturulmalıdır.
Ø Teknolojik altyapının yapay zekâ ve veri analitiği ile desteklenerek, siber güvenlik önlemleri, dijitalleşme süreci bu başlıkla eş zamanlı yürütülmelidir. Enerji Yönetim Sistemi (EMS), VPP yazılımları, gerçek zamanlı SCADA sistemleri gibi dijital bileşenler yaygınlaştırılmalı, dağıtım şirketleri bu dönüşüme öncülük etmelidir.
Ø Özellikle öngörücü bakım ve özerk enerji optimizasyonu, yeni nesil enerji sistemlerinin omurgasını oluşturmaktadır.
Gelecek; merkezi üretimden ziyade merkeziyetsiz, esnek ve dijital bir enerji yapısını işaret etmektedir. Bu dönüşümde ülkemiz; teknoloji, mevzuat ve insan kaynağı açısından doğru adımları atarsa, enerji bağımsızlığına giden yolda önemli kazanımlar elde edecektir.
Sürdürülebilir,
esnek ve katılımcı bir enerji sistemi için depolama ve toplayıcılık artık bir
seçenek değil, zorunluluktur.
Kaynaklar
1 . European Network of Transmission System
Operators for Electricity (ENTSOE), ENTSO-E
2022, Reports on Aggregators,
https://www.entsoe.eu/news/2022/06/30/entso-e-market-and-balancing-reports-2022-show-significant-progress-in-market-integration/ Erişim Tarihi: 13.06.2025
2. Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. (EPİAŞ), 2021Yılı
Pilot Uygulama Sonuçları,
https://www.epias.com.tr/wp-content/uploads/2022/03/FR_2021.pdf Erişim Tarihi: 10.06.2025
3. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ), 2023 Yılı Yük Dengeleme Stratejileri Raporu, https://www.teias.gov.tr/ilgili-raporlar, Erişim Tarihi: 09.06.2025
4. Ulusal Enerji Ajansı (International Energy Agency - IEA), 2019 Digitalisation and Energy,
https://www.iea.org/articles/energy-efficiency-and-digitalisation Erişim Tarihi:
01.06.2025.
Hazırlayanlar: Mücahit SAV, Harun ŞAHİN
Not: Bu yazı 2025 yılı Ekim ayında Uzman Gözüyle Enerji Dergisinin 32. sayısında yayımlanmıştır.