Hidrolik Su Türbinlerinde Suni Dolgu Malzeme Kullanılarak Kavitasyon
Onarımı
Kavitasyon; su zerreciklerinin çok büyük bir hızla malzeme
yüzeyine çarpması ile meydana gelen büyük gürültülü darbelerin malzemenin
yüzeyini süngerleştirerek tahrip etme olayıdır. Kavitasyon olayına su
türbinlerinde, santrifüj pompalarda, gemi pervanelerinde, boru donanımlarındaki
vana ve dirseklerde ve daha değişik alanlarda rastlamak mümkündür. Kavitasyonla
çalışan herhangi bir türbinin veriminde bir miktar düşme olur. Ancak,
kavitasyon olayının önemi; kavitasyonla çalışan bir türbinin yalnız veriminin
düşmesinden değil, kavitasyon olayı tahribatına maruz kalan malzemenin çok
süratli bir şekilde yıpranarak süngerleşmesinden ve parçalanmasından ileri
gelmektedir.
Kavitasyon; su zerreciklerinin çok büyük
bir hızla malzeme yüzeyine çarpması ile meydana gelen büyük gürültülü
darbelerin malzemenin yüzeyini süngerleştirerek tahrip etme olayıdır.
Kavitasyon olayına su türbinlerinde, santrifüj pompalarda, gemi pervanelerinde,
boru donanımlarındaki vana ve dirseklerde ve daha değişik alanlarda rastlamak
mümkündür. Kavitasyonla çalışan herhangi bir türbinin veriminde bir miktar
düşme olur. Ancak, kavitasyon olayının önemi; kavitasyonla çalışan bir türbinin
yalnız veriminin düşmesinden değil, kavitasyon olayı tahribatına maruz kalan
malzemenin çok süratli bir şekilde yıpranarak süngerleşmesinden ve
parçalanmasından ileri gelmektedir.
Ülkemizdeki hidroelektrik santrallerde,
kavitasyonun çok olduğu türbin çarklarında şablon kullanılmadan periyodik
olarak yüzey kaplama yapılmaktadır. Son yıllarda; kavitasyon olayı sonucu
aşınan türbin çarklarının tamiri için yapılan harcamaların çok fazla olduğu
düşünülerek, Gökçekaya ve Karakaya hidroelektrik santrallerinde (HES) suni
malzeme kullanılarak kaynak dolgu yerine özellikle epoksi reçinelerin
kullanılması ile bakım onarım maliyetlerinin çok daha aşağıya çekilmesi
düşünülmüştür.
Hidroelektrik santrallerde özellikle Francis
tipi hidrolik türbinlerde meydana gelen kavitasyon olayı sonucu, suni malzeme
kullanılarak dolgu yapılması ve yapılan işlemin kaynak dolgu ile
karşılaştırılarak, bu tür çalışmaların santral bakım onarım maliyetlerine olan
net faydası, ülkemiz enerji arzı ve enerji güvenirliği açısından büyük bir önem
arz etmektedir. Bu çalışmada, Karakaya HES'de meydana gelen kavitasyon
tahribatının kaynak ve suni malzeme dolgusu kullanılarak onarılmasında bulunan
sonuçlar kıyaslanmıştır.
Hidrolik türbinlerin konstrüksiyonlarının,
tekniğin bu günkü gelişmiş olan imkânları sayesinde, kavitasyonsuz bir
işletmeyi mümkün kılacak bir şekilde yapılması imkân dahilinde bulunmaktadır.
Fakat teknik bakımdan kusursuz sayılabilecek olan böyle bir çözüm yolu,
hidrolik türbinin ve hidroelektrik santral tesislerinin ekonomik bakımdan çok
pahalıya mal olmasına sebep olur. Bu sebepledir ki, hidrolik türbinlerin
imalatçıları, makinelerini kavitasyon olayı tehlikesine karşı yeter derecede
emin, yeter derecede de ucuza imal etmek yolunu tercih ederler. Keza, hidrolik
türbinlerin işletmecileri de, makinelerini ucuza alarak belirli kavitasyon
olayı limitleri içinde çalıştırmak ve meydana gelecek kavitasyon olayı
tahribatlarını belirli zaman periyotları içinde tamir etmek yolunu tercih ederler
[1], [2].
Hidrolik türbinlerin kavitasyon olayı
tahribatına maruz kalmadan işletilmeleri en çok arzu edilen bir husus olmakla
beraber, özellikle Francis tipi hidrolik türbinlerde zamanla mutlaka kavitasyon
olayı tahribatı meydana gelmektedir. Hidrolik türbinlerde zamanla meydana gelen
bu kavitasyon olayı tahribatlarının onarılması için bugün başlıca iki metot
kullanılmaktadır. Bu metotlardan bir tanesi, kavitasyon olayı tahribatı ile
süngerimsi bir hal almış malzeme yüzeylerinin temizlenerek yüksek Cr-Ni
alaşımlı kaynak elektrotları ile doldurulması metodudur. İkincisi ise
kavitasyon olayı tahribatına uğradığı için üzerinde oyukçuklar açılmış ve
süngerleşmiş malzeme yüzeylerinin temizlendikten sonra bazı özel suni
malzemelerle sıvanarak doldurulması metodudur. Kaynak dolgu usulü ile
tahribatlarının onarılması; alışılagelmiş bir onarım türüdür. Bazı hallerde
kavitasyon olayının meydana gelmesi büyük ölçüde tahrik suyunun fiziksel
özellikleri ile türbinin konstrüktif özelliklerine bağlı olabilir. Böyle hallerde
kavitasyon olayı tahribatının kaynak dolgu usulü ile onarılması zorunlu olur.
Ancak, kavitasyon olayı tahribatının meydana gelmesinde hidrolik akım ortamını
teşkil eden tahrik suyunun korozyon yapma etkisi veya değişik cins malzemeler
arasında meydana gelebilen elektrokimyasal olaylar büyük rol oynamakta ise bu
takdirde de suni malzemelerle kavitasyon tahribatı onarım metodunun tatbik
edilmesi gerekmektedir [1].
Kavitasyon Olayının Tarifi
Yüksek basınç türbinlerinde ayar
kanatları arasında veya rotor kanatları arasında hareket halinde bulunan
akımın, herhangi bir bölgesindeki akış hızının her hangi bir nedenle artması ve
hızın arttığı bu bölgedeki basıncın suyun buharlaşma basıncı değerine kadar
düşmesi, bu bölgelerdeki suyun buharlaşmasına ve yer yer içi doymuş su buharı
ile dolu olan vakumlu hacimciklerin teşekkül etmesine sebep olur. Basıncın çok
düştüğü yerlerde suyun buharlaşması ile teşekkül eden ve içi doymuş su buharı
ile dolu olan bu vakumlu hacimciklerin genel akışkan hareketine uyarak genleşip
- büzülmesi ve ani olarak ortadan kalkması esnasında su zerreciklerinin çok
büyük bir hızla malzeme yüzeyine çarpması sonucu meydana gelen büyük gürültülü
darbelerin malzemenin yüzeyini süngerleştirerek tahrip etmesi olayına
"kavitasyon olayı" adı verilmektedir [3].
Vakumlu hacimciklerin su zerreciklerinin
ses hızına yakın bir hızla ve milyonlarca defa malzeme üzerine çarpmaları
sonunda malzeme yüzeyinde önce bir karıncılaşma, pürüzlenme ve daha sonrada
küçük, küçük oyukçuklar meydana gelecektir. Malzeme yüzeyinde meydana gelen bu
küçük oyukçuklar aynı olay nedeni ile zamanla büyüyüp derinleşecekler ve bir
müddet sonrada malzeme adeta süngerleşecektir. Malzemenin süngerleşen kısımları
zayıflayacağı için koparak yok olacak ve kavitasyon olayı tahribatı bu şekilde
ilerleyip gidecektir.
Kavitasyon olayına su türbinlerinde,
santrifüj pompalarda, gemi pervanelerinde, boru donanımlarındaki vana ve
dirseklerde ve daha değişik alanlarda rastlamak mümkündür. Kavitasyonla çalışan
herhangi bir türbinin veriminde bir miktar düşme olur. Ancak, kavitasyon
olayının önemi; kavitasyonla çalışan bir türbinin yalnız veriminin düşmesinden
değil, kavitasyon olayı tahribatına maruz kalan malzemenin çok süratli bir
şekilde yıpranarak süngerleşmesinden ve parçalanmasından ileri gelmektedir.
Su türbinlerinin içersindeki hidrolik
akım şekilleri, makineler imal edilmeden evvel tam olarak bilinmediği için bu
sahada çalışan konstrüktör mühendisler eskiden beri çözülmesi zor olan bir
sorun karşısında kalmışlardır. Hidrolik akım ortamının içinde teşekkül eden
vakumlu hacimciklerin içersindeki su zerreciklerinin ses hızının bazen altında
bazen de üstündeki hızlarla ve başka başka hidrolik akım kanunlarına uyarak
hareket etmeleri de kavitasyon olayı sorununun çözümünü bir hayli güçleştirmektedir.
Bu bakımdan mühendislik görüş açısına göre, kavitasyon olayı sorununun tamamen
çözümlenmesi için gerekli, uzun ve çok pahalı çalışmalar yerine, ekonomik
etkenler göz önüne alınarak, kavitasyon olayına tesir eden etkenlere karşı
önlem almak ve gerektiğinde kavitasyon sınırına yaklaşarak çok büyük bir
tehlike teşkil etmeyecek şekilde belirli bir kavitasyon olayı ile çalışmak daha
isabetli bir yol olarak gözükmektedir [4].
Son yıllarda; kavitasyon olayı sonucu
aşınan türbin çarklarının tamiri için yapılan harcamaların çok fazla olduğu
düşünülerek, Gökçekaya ve Karakaya HES'de suni malzeme dolgu veya sıvama metodu
kullanılarak kaynak dolgu yerine özellikle epoksi reçinelerin kullanılması ile
bakım onarım maliyetlerinin çok daha aşağıya çekilmesi de düşünülmüştür.
Suni Dolgu Malzemesi ile Kavitasyon Tahribatının Onarılması
Hidrolik türbinlerdeki kavitasyon olayı
tahribatı, pek çok hallerde malzemede meydana gelen korozyon olayının bir
neticesi olarak ortaya çıkar. Öyle nehir ve akarsular vardır ki, bünyelerinde
içerdikleri bazı kimyasal maddeler hidrolik makinenin malzemesinde aşırı
derecede korozyon olayı tahribatına sebep olabilirler. Bir hidrolik türbinin
rotorunun veya ayar kanadının korozyona uğraması neticesinde malzeme yüzeyi
pürüzlenir, hidrolik akım bozulur ve kavitasyon olayının meydana gelmesi
kolaylaşır. Bu sebepledir ki, hem tahrik suyunun korozyon yaptırma özelliğinden
sakınmak ve hem de kavitasyon tahribatına uğramış bölgeleri tamir etmek maksadı
ile bazı özel suni malzemelerin kullanılması yoluna gidilmektedir [5].
Hidrolik türbinlerde meydana gelen
kavitasyon olayı tahribatlarının onarımı için bazı Batı Avrupa ülkelerinde
geniş çapta kullanılan özel suni malzemeler; genellikle bünyelerinde dolgu
maddesi olarak kuvartz unu ve zımpara tozu ihtiva eden polyamine-polyamide sert
epoksi reçinelerinden imal edilmektedirler. Kavitasyon olayı tahribatlarının
onarımlarında kullanılan bu özel suni malzemelerin özellikleri, imal eden
firmalara göre değişmekle beraber genel olarak 70-95 °C arasındaki sıcaklıklara
dayanabilmekte ve elastiklik modülleri ise oldukça yüksek olmaktadır.
Bazı tip sıcak tatbikli suni malzemeler
115°C ile 120°C arasında ısıtılmış vaziyette iken kavitasyon tahribatına
uğramış malzeme yüzeylerine sıvanmakta ve çevre sıcaklığı olan 20°C sıcaklığa
kadar soğuduklarında emaye bir yüzey gibi pürüzsüz olarak sertleşmektedirler
[6].
Suni dolgu malzemesinin özellikleri
Bu metodun özellikleri şunlardır:
- Üç saat sonra sertleştikleri için
malzeme üzerine sıvanma özellikleri kaybolur.
- Minimum kullanılma sıcaklığı +5 °C ve
normal kullanılma sıcaklığı ise 20-25 °C'dır.
- Suni malzemenin her bir sıva tabakası
kalınlığı 1,5-3 mm olarak yapılabilir.
- Her bir sıva tabakasını tatbik etme
süresi arası iki günden fazla olursa veya bir kat tam sertleşmeden diğer kat
tatbik edilirse onarımdan başarı alınamaz.
- Bu tip suni malzemelere özel çabuk
sertleştirme aktif maddesi ilave edildiğinde sıva tabakaları 30 dakika gibi
kısa bir süre içinde sertleşebilirler (katalizör).
- Bu tip suni malzemeyi meydana getiren
elementler 20-25 °C sıcaklıktaki bir su banyosu içindeki bir kapta ısıtılmak
suretiyle kullanılabilir hale getirilebilirler.
- l mm kalınlığında l m2'ik bir
yüzeyin onarımı için 2-3 kg - ICOSIT 100 tipi suni malzeme veya 3 mm
kalınlığında l m2'lik
bir yüzeyin onarımı için 8-10 kg ICOSIT 300 tipi suni malzeme kâfi gelmektedir.
- İş elbisesi veya ellere sürüldüğünde
çözücü bir kimyasal madde ile silinebilmekte veya taze iken sabun ile yıkanıp
temizlenebilmektedir.
-
Sağlığa zararlı hiç bir tesirleri yoktur.
-
Kaynak elektrotlarına nazaran 5-6 kat ucuzdur.
- Özel aktif maddelerinin katılıp
karıştırılması ile +5 °C ila +20 °C sıcaklıklar arasında malzeme üzerine çok
kolay bir şekilde sıvanabilirler.
- Suni malzemelerle kavitasyon olayı
tahribatının onarımının yapılabilmesi için evvela kavitasyon tahribatına
uğradığı için süngerleşmiş olan malzeme yüzeylerinin, ince kum veya sivri uçlu
ince metal talaşları püskürtmek suretiyle temizlenmesi gerekmektedir. Suni
malzeme sıvanacak olan yüzeylerin pas, yağ, kir ve rutubetten tam olarak
temizlenmesi zorunludur. Aksi takdirde suni malzeme sıvama metodu ile
kavitasyon tahribatının onarımından başarılı bir netice almak mümkün değildir.
- Suni malzeme ile onarımı yapılacak
olan kavitasyon tahribatına uğramış yüzeylerin ince kum püskürtmek suretiyle
temizlenebilmesi için özel kum püskürtme aparatlarına ihtiyaç vardır. Ancak bu
aparatlar çok komplike ve pahalı değildirler.
- İnce kuvartz kumu püskürtülmek
suretiyle temizlenen malzeme yüzeylerinin, özel tarifelerine göre hazırlanan
suni malzemenin ıspatula ile sıvanması suretiyle dolgusu yapılmakta ve pürüzsüz
hale getirilmektedir.
- Onarımı yapılan yüzeylere suni malzeme
sıvanması esnasında herhangi bir klima tesisatına gerek duyulmamaktadır.
-
Ancak, onarım yapılan yerlere +20 °C civarında kuru hava basılması
onarım işleminin sıhhati bakımından çok faydalı olmaktadır. +20 °C civarındaki
bu kuru hava, türbin emme borusu, salyangoz, ayar kanatları veya türbin rotoru
kanatları gibi yerlerdeki çalışma mahallerinin önüne basit bir elektrik sobalı
vantilatör yerleştirilmek suretiyle kolayca temin edilebilmektedir. Bu sıcak
kuru havanın, onarım ameliyesi süresince ve suni malzemenin sertleşmesi sona
erinceye kadar basılması çok faydalı olmaktadır.
- Aynı büyüklükteki bir kavitasyon
tahribatı yüzeyinin sunî malzeme ile onarılması işi, alışılagelmiş olan kaynak
dolgu usulüne nazaran, zaman bakımından 1/3'ü kadar bir zamanda yapılabilmekte
ve fiyat bakımından ise kaynak dolgu ile onarımın 1/5'i ila 1/6' sı kadar bir
masrafla gerçekleştirilebilmektedir [5].
- Bu sebepledir ki suni malzeme sıvanmak
suretiyle kavitasyon olayı tahribatlarının onarılması metodu, bilhassa bazı
Batı Avrupa ülkelerinde alçak ve orta düşülü hidrolik türbinlerde ve türbo-pompalarda
çok geniş bir tatbikat sahası bulmuş durumdadır.
Karakaya HES'de suni malzemenin kullanılması
Karakaya HES, Türkiye'de mevcut
hidroelektrik santrallerimizden en çok kavitasyon tahribatı görenlerindendir.
Santral 6*300 MW olmak üzere toplam 1800 MW kurulu gücü ve yıllık yaklaşık
olarak 7.500.000.000 kW saat enerji üretimi ile Atatürk HES'den sonra en büyük
ikinci santraldir. 1987 yılında ilk üretimine başlamıştır [7]. Türbin çark
kanatlarında aşırı kavitasyon olayı görüldüğünden, her sene 2 ünite revizyon
çalışmasına alınmaktadır. 6 ünitesi bulunan santralde dolayısıyla her ünite, 3
yıl aralıklarla kavitasyon için revizyona alınabilmektedir [5].
Karakaya Hidroelektrik Santrali'nde; 6
adet düşey eksenli Francis tipi türbin kullanılmıştır. Kullanılan bu
türbinlerin her birisi 408.000 BG gücünde, 150 dev./dak. hızdadır. Çark çapı
5150 mm olup, debisi 233 m3/sn'dir. Türbinler su soğutmalı klavuz yataklar ile yataklanmış
olup, yataklar kendiliğinden yağlamalıdır. Verimi 0,92 olan türbinin çark
ağırlığı 75 ton, şaft ağırlığı ise 100 tondur. Net düşü yüksekliği ise 145
metredir [8].
Türkiye'deki hidrolik santrallerde
kavitasyon çalışmalarında uzun süre kaynak dolgu kullanılmıştır. Ancak,
06.09.2004 / 08.11.2004 tarihleri arasında Karakaya HES Ünite 1'de yapılan
kavitasyon çalışması esnasında, sadece bir çark kanadının kavitasyona en çok
maruz kaldığı bölgede, aşınma önleyici ve koruyucu suni dolgu malzemesi tatbik
edilmiştir. 18.01.2006 /21.01.2006 tarihleri arasında ünite 1 kelebek vanasında
yapılan çalışmadan dolayı emme borusu açılıp türbin çarklarının kavitasyonu
kontrol edilmiştir. Bu kontrollerde; Cr-Ni kaplama yapılan çark kanatlarının ve
labirentinin kavitasyona uğradığı, aşınma önleyici kullanılan çark kanadının
hiçbir kavitasyona uğramadığı, kullanılan dolgu malzemelerinin yerlerinde madde
kayıplarının olmadığı, bunun aksine özel dolgu malzeme kullanılmayan yerlerin
tekrar eski kavitasyonlu haline geldiği görülmüştür. Bunun üzerine Ünite 5'e
ait olan kavitasyon çalışmalarında da tüm çark için aynı dolgu malzemelerinin
kullanımı için EÜAŞ (Elektrik Üretim Anonim Şirketi) Genel Müdürlüğünden özel
izin alınmıştır [5].
Suni dolgu malzemesinin kullanılması
Gerekli izinleri müteakiben 13.09.2006 /
02.11.2006 tarihleri arasında revizyona alınan Ünite 5'e ait çark kanatlarında
kavitasyona uğramış tüm bölümlere aşınma önleyici dolgu malzemeleri tatbik
edilmiş, akabinde türbin çarkı seramik boya ile kaplanmıştır. Yapılan işlemler
şunlardır [5]:
-
Çark yüzeyinde kavitasyon sonucu oluşmuş süngerleşmiş yapıların ortadan
kaldırılması, oluşmuş derin oyuk yüzeylerdeki paslanmanın giderilmesi amacıyla
çark yüzeyi taşlanmıştır.
Resim 1. Bakım personelince çarkın taşlanması
Resim 2. Üzerinde oyuklar oluşmuş, taşlanmış
çark yüzeyi
- Dilimleme; seramik dolgu ve boya
malzemelerini tedarik eden firmanın yetkili mühendislerince, uygulanacak
ürünlerin çark yüzeyine tutunabilirliklerinin artırılması amacıyla çark
kanatlarının çizikler açılmak suretiyle dilimlenmesi gerektiği ifade edilmiş,
bu çerçevede çark kanatlarında derinliği düşük çizikler, baklava dilimleri
şeklinde spiral kesme taşı ile oluşturulmuştur.
Resim 3. Karakaya HES-dilimlenmiş çark kanadı.
-
Son yüzey temizleme; çark ortam havasının çok nemli olmasından dolayı
temizlenen bölümler kısa süre içinde tekrar paslanmakta, bunun da ileriki
safhalarda uygulanacak olan aşınma önleyici dolgu malzemelerinin
tutunabilirliğini azaltan bir etken olacağı tahmin edilmiştir. Pas tutmasını
engellemek üzere yağlama yapılabileceği fikrinden, seramik boyanın yağlı yüzeye
tutunamayacağı sebebiyle vazgeçilmiştir. Dolgu malzemelerinin ve seramik
boyanın çark kanatlarına nüfusunu engelleyecek diğer kimyasallarında temizlik
amaçlı kullanılmasının sakıncalı olması sebebiyle yüzey temizliği için yalnızca
'yağsız selülozik tiner' kimyasalının kullanılması fikri uygun görülmüştür.
Ortam uygun resimde havalandırılarak gaz maskesi takmış personel tarafından
çark, ön tinerleme sonucu büyük paslardan arındırılmaya çalışılmıştır.
Daha sonra çark kanatları son
tinerlemenin ardından, bezle kurulanıp kuru hava altına tutulduktan sonra,
ısıtıcılar çark kanatları üzerine yerleştirilmiştir.
Resim 4. Tinerle temizleme aşaması.
Resim 5. Tinerle temizlenmiş çark.
- Çark yüzeyinin ısıtılması; aşınma
önleyici dolgu malzemelerinin çarka kuvvetle tutunabilmesi ve istenilen biçimde
katılaşması için çark yüzeyinin uygun sıcaklığa getirilmesi gereklidir. Çark
kanatlarının tinerle temizlik aşamasından sonra tinerin ortamdan
uzaklaştığından emin olunması müteakibinde, kanat üzerine ısıtıcılar
yerleştirilerek çark kanadının ısıtılması gerçekleştirilmiştir. Uygun görülen
uygulama sıcaklığı 20 - 23 oC'dir.
-
Dolgu malzemelerin tatbiki; kavitasyon çalışmalarında kavite olmuş
çarkta çukurları doldurmak üzere üç çeşit dolgu malzemesi kullanılmıştır.
Kullanılan dolgu malzemelerin teknik özellikleri şöyledir:
Locktite 7219; yüksek darbe dirençli aşınma
önleyicidir. Güçlendirilmiş yapıştırıcı malzemesi olduğundan darbeleri emer,
hem sürtünmeye hem de darbeye maruz kalan yerlerde kullanılır. 120 oC sıcaklık
dayanımına sahiptir. Locktite 7234;
205 oC
sıcaklığa kadar dayanabilen gri renk bir seramik boyadır. Türbülansa ve pompa
gövdeleri, pervane gibi parçaların üzerindeki boşluklara karşı gelmek için
pürüzsüz, aşınmaya dayanıklı, düşük sürtünmeli bir kaplama olarak kullanılır.
Her bir dolgu malzemesi kutusunun içinde
reçine ve bu reçineye uygun sertleştirici bulunmaktadır. Reçineler ve
sertleştiriciler, ikiye bir oranında, plastik karıştırıcı kullanılarak, temiz
bir metal kare plaka üzerinde, homojen bir kıvama gelinceye kadar elle
karıştırılır. Daha sonra karışım el veya 'mala' ile kavite olmuş çukur bölgeye
yerleştirilir. Uygun rulolar yardımıyla tüm çukura yaydırılan ilk kullanılan
dolgu malzemesi olan Locktite 7219,
tüm kavitasyon boyunca, derin ve geniş çukurları doldurmakta kullanılmıştır.
Resim 6. Çukur bölgeye tutunmuş Locktite 7219
dolgu malzemesinin görünüşü.
Büyük tanecikli bir yapıda olan Locktite
7219 kutusu açılıp reçinesi ve sertleştiricisi ile karışım hazırlandıktan sonra
yarım saat içinde katılaşmaya gitmektedir. Bu sebeple homojen bir karışım
eldesinden sonra vakit geçirilmeden kavitasyon sonucu oluşmuş derin çukurlara
doldurulmalıdır. Sonra da karışımın üzerine kalın bir naylon tabakası konulup
rulolar yardımıyla bu naylona baskı uygulanmalı ve kanadın formu bu bölgeye
verilmelidir. İşlemler boyunca malzemelere ve uygulama noktalarına kesinlikle
su ve nem temas etmemelidir.
-
Wear Resistance Putty" Aşınma Önleyici Macunun Tatbiki; gri renge
sahip bu malzeme, Locktite 7219'a göre daha yumuşak, daha homojen ve daha kolay
tatbik edilebilen bir yapı arz etmektedir. Aşınma önleyici macun kendisinden
daha iri tanecikli olan Locktite 7219'un girmesinin zor olduğu daha küçük
deliklere, yarıklara ve çiziklerin üzerine, süngerleşmiş metalin iç kesimlerine
daha kolay girebilmesi bakımdan uygulanır. Sürülmesi ve tutunması daha
kolaydır. 7219'la birliktelik oluşturması ve uyuşması kimyasal açıdan mümkündür.
Reçinesi ve sertleştiricisi ikiye bir oranında karıştırılan bu malzemenin,
katılaşma süresi takribi 20 dakikadır. Bir diğer versiyonu "Superior
Metal" ismiyle geçmektedir.
Resim 7. Karakaya HES-kavitasyona maruz kalmış,
küçük ve derinliği az oyukların gri renkli macun ile doldurulması.
Aşınma önleyici dolgu macununun
uygulanması esnasında, malzemeler öngörülenden daha fazla tüketilme yüzünden ve
şirketin Türkiye ayağında yeteri miktarda ek malzeme bulunmaması nedeniyle,
şirketin elinde bulunan "Superior Metal" macun ismindeki diğer ürün
kullanılmak durumunda kalınmıştır. Bu ürünün "Wear Resistance Putty"e
göre daha pahalı, suya nazaran kimyasal etkilere daha fazla mukavemetli bir
malzeme olduğu şirket mühendislerince ifade edilmektedir.
-
Kuruduğunda seramik yapıya bürünen Boya - Locktite 7234'ün tatbiki; çark
üzerinde kavitasyona uğramış ve oyuk haline gelmiş noktalar dolgu malzemeleri
ile doldurulup her noktaya kanat formu verildikten sonra, tüm dolgu
noktalarının kuruması beklenilmiş, ardından çark, gri renkli Locktite 7234
aşınma önleyici boya ile boyanmıştır. Boyama için kaliteli ve telleri
dökülmeyen boyacı fırçaları kullanılmıştır. İlk atılan boya 0,25 mm
kalınlığında olup, bu ilk tabakanın kurumasının ardından ikinci boya tabakası
atılmış ve böylece çark 0,5 mm Locktite 7234 ile boyanmıştır. Son boyanın
atılmasından yaklaşık 24 saat sonra çarka su alınmaya başlanmıştır.
Sonuç
2006 yılında Karakaya HES Ünite 5 için,
dolgu malzemeleri kullanılarak yapılmış olan kavitasyon çalışmaları sırasında,
diğer hidroelektrik santrallerde kullanılan Cr-Ni alaşımlı kaynak dolgu
uygulanmasından vazgeçilmiş ve bu sayede kavitasyon çalışmalarının süresi
önemli ölçüde azaltılmıştır. Diğer revizyon sürelerinden yaklaşık 28 gün daha
önce tamamlanan bu revizyon ile birlikte Karakaya HES'de yaklaşık olarak
143.067 MW'lık fazla elektrik üretimi gerçekleşmiştir.
Ayrıca, 2007 yılı ünite 5'te kaynak
dolgu malzeme ile yapılan çalışmada 70 gün boyunca toplam 143.765,63 TL işçilik
masrafları olmasına karşın 2006 yılında aynı ünitede suni malzeme kullanılarak
yapılan dolgu çalışmasında 90.716,83 TL işçilik giderleri olmuştur [5].
Cr-Ni kaynak dolgu kullanılarak yapılan
çalışmalarda, kanat aralarının dar olması sebebiyle, kaynak dolgu çok güç
şartlarda yapılabilmekte ve kanatların iç bölgelerine ulaşılmasında güçlük
çekilmektedir. Seramik bazlı dolgu malzemesi uygulamasında ise bu güçlük
ortadan kalkmaktadır.
Kaynak yapılan ortamın nemli, soğuk,
kaygan ve havasız olmasından dolayı işçi sağlığı önemli derecede olumsuz yönde
etkilenmekte ve bu olay iş kazalarına neden olabilmekte ve istenilen çalışma
yeteri kadar gerçekleşmemektedir. Eğer kavite olmuş çark dolgu malzemeleri ile
doldurulursa; çalışma süreleri kısalacağından ve kaynak sırasında çıkan
kimyasal gazlar ortamda olmayacağı için çalışan personelin sağlık durumu daha
iyi seviyede olacak ve ortaya çıkan iş verimi daha iyi bir seviyede
gerçekleşecektir.
Bu tür çalışmalarla; ülkemizin enerjiye
her geçen gün daha çok ihtiyacı olduğu bu günlerde, fazla üretimin önemi ve
bununla birlikte arz güvenliği göz ardı edilemez bir gerçektir.
Kaynaklar
1. Hidroelektrik Santraller ve
Hidroelektrik Santral Tesisleri- BAŞEŞME H., EÜAŞ Ankara, 2003.
2. "Hidrolik türbinlerde kavitasyon olayı tahribatı ve
tamirleri" BAŞEŞME H., Hirfanlı 1970 TEK.
3.
"Cavitation
and Bubble Dynamics" Brennen E.C.
4.
Francisturbinen
bei Teillast und Überlast Von Dr. Ing. Habil. R. Dziallas, Heidenheira
VDI - Berichte Nr. 75, 1964
5.
Karakaya HES
Kavitasyon çalışma raporları-revizyon raporları.
6.
Vevey Engineering
Horks Limited, Vevey/Switzerland firmasının hidrolik laboratuarlarında yapılan
bazı araştırma çalışmalarına ait raporlar.
7.
www.euas.gov.tr.
8.
Karakaya HES
Oryantasyon Raporu - Sav M. 1999
Mak. Müh. Mücahit Sav
ETKB/EÜAŞ
Genel Müdürlüğü
Hidrolik
Sant. Daire Bşk.
Yrd. Doç. Dr. Aydın Çıtlak
Fırat
Üniversitesi Müh. Fak.
Mak. Müh. Enerji A.B.D.
Not: Bu makale; 2011 yılında yüksek lisans sırasında danışman hoca ile birlikte hazırlanmış olup, o tarihte Termodinamik dergisinde yayımlanmıştır.