23 Haziran 2023 Cuma

ELEKTRİK FİYATLARI

2001 yılında yürürlüğe giren ve 2013 ve 2020 yıllarında revize edilen Elektrik Piyasası Kanunu’nun birinci maddesi, söz konusu Kanun’un, dolayısıyla piyasanın kurulmasının amacını çok net belirtmiştir. Maddede belirtilen amaç; “elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin yapılmasının sağlanması” şeklindedir. 

Kanun’un amacında belirtilen; elektrik enerjisinin yeterli, kaliteli, sürekli, rekabet ortamında güçlü ve istikrarlı bir şekilde sunulması sağlanmış olup, düşük maliyetli olarak tüm tüketicilere ulaştırılması tam anlamıyla henüz sağlanamamıştır. Sektördeki yatırımcılar ve tüketiciler için öncelikli öneme sahip konu; enerji maliyetlerinin ve fiyatlarının geleceği olmuştur. Bu da arz ve talebi dengeli bir şekilde yöneterek, enerjiyi verimli kullanıp, daha düşük maliyetli enerji kaynaklarından faydalanmak ile olmaktadır. Türkiye için düşük maliyetli enerji kaynakları ise; yenilenebilir enerji kaynakları, (hidrolik, güneş, rüzgâr, jeotermal vb.) yerli enerji kaynakları (linyit kömürü ve diğer yerli madenler) ve hepsinden önemlisi kullanılan kaynağın verimli bir şekilde kullanılmasıdır. 

1984 tarihli “TEAŞ ve TEDAŞ Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretim, İletim, Dağıtım ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkındaki 3096 sayılı Kanun” ile başlayan enerji sektöründeki serbestleşme ve yapılanma 40 yıla yakın bir zamandır devam etmektedir. Tüm bu düzenlemeler ve sektördeki teknolojik gelişmeler öncelikle tüketiciler ve onların refahına yöneliktir. Her üründe olduğu gibi elektrikte de kalite ve ucuzluk çok önemlidir. Her fert; tedarikçisinin özel sektör veya Kamu olmasına bakmaksızın kendisine sunulan elektriğin ucuz, kaliteli ve kesintisiz olmasını bekler. Sektörde bir serbestleşme ve rekabet ortamının sağlanmasına rağmen uzun yıllardır tüketicilerin beklentisi tam olarak karşılanmamıştır. Tüketici memnuniyeti için Kamu ve özel sektörün birlikte hareket etmesi çok önemlidir. 

Tüketicilerin Beklentileri 

Enerji maliyetlerinin ve fiyatlarının geleceği; hem sektördeki yatırımcılar hem de tüketiciler için öncelikli öneme sahip konudur. Tüketicilerin yüksek elektrik ve doğal gaz faturaları için, sermaye şirketlerinin ise beklentilerinin aksine fazla yükselme eğilimi göstermeyen enerji fiyatları ve iletim ile dağıtım tarifelerindeki yüksek bedeller için tam bir dengenin sağlanmasını beklemek oldukça zordur. 

Elektrik fiyatları, ülkede yaşayan hane halkı ve sanayi kuruluşlarının en çok ilgilendikleri konuların başında gelmektedir. Bu bağlamda, Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi’nin (C.E.S.D) farklı yıllarda yaptığı bir anket çalışması, bu konunun ne kadar önemli olduğunu gözler önüne sermiştir. Söz konusu Merkez tarafından 1.209 kişi ile yüz yüze görüşmeler yöntemiyle yapılan Türkiye Toplumunun Enerji Tercihleri anket çalışmasına göre; ülkede yaşayan halkın büyük bir kısmına göre en önemli konuların başında elektrik maliyetleri gelmektedir. Ankette, elektrik fiyatları konusundaki cevaplar içerisinde ise en önemli husus olarak fiyatların çok yüksek olduğu belirtilmektedir (Şekil 1).

 

Evde en fazla tükettiğiniz enerji türü parasal olarak okuyacaklarımdan hangisidir?

Elektrik fiyatlarını nasıl buluyorsunuz?

Düşük

Normal

Yüksek

Bilmiyor/

Cevap Yok

N

Doğal Gaz

1,1%

6,2%

91,2%

1,5%

476

Elektrik

1,0%

8,2%

89,8%

1,1%

566

Kömür

0,9%

11,3%

84,8%

3,9%

94

Odun

2,2%

25,4%

72,4%

0,0%

39

Tüp gaz

0,0%

5,1%

94,9%

0,0%

19

Petrol Ürünleri

0,0%

15,7%

84,3%

0,0%

6

Jeotermal

0,0%

0,0%

 

0,0%

3

Toplam

1,0%

8,2%

89,5%

1,3%

1209

                 Şekil 1. Türkiye Toplumunun Enerji Tercihleri, Elektrik Fiyatları (Kaynak: C.E.S.D.) 


                      Şekil 2. Enerji Tüketiminizde Ne Önemlidir? (Önem sırası) (Kaynak: C.E.S.D.) 

Yapılan elektrik tesislerinin özelleştirilmelerindeki temel amaç; dağıtım sektöründe çok fazla olan elektrik kayıp-kaçaklarının önlenmesi, verimlilik artışı ile sağlanan tüm faydaların tüketicilere yansıtılması ve en önemlisi de özelleştirilen tesislerin daha verimli bir şekilde işletilerek üretim ve işletme maliyetlerinin düşürülmesiyle, elektrik fiyatlarının düşmesini sağlamaktır. Ancak bunların tüm tüketicilere yansıtılmasında henüz bir ilerleme kaydedilememiştir. Bugüne kadar tüketicilerin beklediği gibi elektrik enerjisi fiyatlarında bir düşüş yaşanmadığı gibi uzun vadede de fiyatların düşeceği öngörülmemektedir. 

En son verilere göre ülke içindeki elektrik dağıtım ve perakende tarifeleri Tablo 1’de gösterilmektedir. 

Tablo 1. 2023 Yılı Nisan-Haziran Elektrik Dağıtım ve Perakende Tarifeleri (kr/kWh)

 

 

Enerji

Dağıtım

Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi

%8 ve 18 KDV'li   

Sanayi OG TT

254,5730

37,9808

2,5457

348,2174

Sanayi AG

249,7685

58,7641

2,4977

367,0157

Mesken (<8 kWh/gün) AG

55,8378

77,8883

2,7919

147,4394

Mesken (>8 kWh/gün) AG

120,8462

77,8883

6,0423

221,1590

Kamu/Özel/Diğer (<30 kWh/gün) AG

153,2026

79,6378

7,6601

283,7906

Kamu/Özel/Diğer (>30 kWh/gün) AG

229,5521

79,6378

11,4776

378,3877

Tarımsal Faaliyetler AG

132,7054

65,4368

6,6353

221,1597

Şekil 3’de, EPDK tarafından yayımlanan son verilere göre; tüm tarife gruplarında perakende enerji tarifelerinin (sistem bedelleri, vergi ve fon hariç, perakende satış hizmetleri (PSH) dahil) yıllar itibariyle değişimleri yer almaktadır.

                Şekil 3. Son Beş Yılda Perakende Elektrik Enerjisi Fiyatlarının Değişimi (kr/kWh) 

Piyasadaki fiyatların düşmemesine rağmen hâlihazırda Türkiye’deki elektrik fiyatları, birçok Avrupa ülkesine nazaran düşük oranlarda seyretmektedir (Tablo 2). Konutlardaki elektrik fiyatları olarak Türkiye, AB üyesi ülkeler içinde en ucuz fiyata sahip ülkedir. Konut dışı elektrik fiyatlarında ise en ucuz fiyata sahip ikinci ülkedir. 

Tablo 2. AB Ülkeleri ile Türkiye Elektrik Fiyatları Sıralaması, Konut, Vergiler Dahil €/kWh, 2022 Yılı (Kaynak: Eurostat)

 

Sıra

Ülke

Elektrik Fiyatı

1

Türkiye

0,0866

2

Macaristan

0,0948

3

Bulgaristan

0,1093

4

Malta

0,1298

5

Slovenya

0,1390

6

Finlandiya

0,1934

7

Estonya

0,2056

8

Avusturya

0,2249

9

İspanya

0,3071

10

Almanya

0,3279

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Elektrik Fiyatlarının Düşmesine Engel Olan Ana Etkenler 

Ülke dışından ithal edilen doğal gaz, petrol ve ithal kömür gibi enerji kaynakları ve ülke içinde döviz kurlarının değişkenliği nedenlerinden dolayı hem elektrik enerjisi maliyetleri hem de cari açık oranları etkilenmektedir. Türkiye’nin doğal gazda hala yüzde 98 gibi çok büyük oranlarda dış ülkelere bağımlılığı bulunmamaktadır. Elektrik Piyasası’nda serbestleşmenin gerçekleşmesine rağmen Doğal Gaz Piyasası’nda henüz tam anlamıyla serbest bir piyasaya geçilmemiştir. Gazın tedarik edildiği ülkelerle uzun dönemli kontratlar yapılmış olup, birçok ithalatçı ülkelere nazaran kimi zaman yüksek fiyatlardan gaz temin edildiği olmuştur. 

Elektrik üretiminde doğal gazın yaygın olarak kullanılması, üretim maliyetlerine artırıcı yönde etki etmiştir. Üretimi sektöründe doğal gaz yakıtlı santrallerin payı son yıllar içinde en yüksek orana, 2014 yılında yüzde 47,9 ile ulaşmıştır. Elektrik üretim kaynakları içinde ithal kömürün ve çeşitli desteklerle yerli kömür ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payları yükselmiş ve 2019 yılında doğal gazın payı yüzde 18,8’e düşmüştür. 2022 yılında ise önceki yıllara göre biraz artış göstererek yüzde 24,4 olmuştur. Doğal gazın yüksek oranda üretim santrallerinde kullanıldığı zamanlarda, üretim maliyetleri de yükselmiştir. 

Elektrik Piyasası’nda; rekabeti sağlayacak, elektrik ve doğal gaz maliyetlerini düşürecek ve tüketiciye her an zam beklentisine karşın daha ucuz enerji temini sağlama noktasında henüz bir ilerleme sağlanamamıştır. Dağıtım bölgeleri arası maliyet farklılıkları nedeniyle var olan fiyat farklılıklarının eşitlenmesi ve ulusal bir tarifenin sunulması için fiyat eşitleme mekanizması uygulanmaktadır. Tüm dağıtım şirketleri fiyat eşitleme mekanizması içerisinde yer almaktadır. Ulusal tarifede çapraz sübvansiyon uygulanarak herhangi bir bölgede oluşan maliyetin bir kısmının ya da tamamının diğer bölgeler tarafından karşılanması sağlanmaktadır. Ulusal tarife temelinde işletilen fiyat eşitleme mekanizma uygulamasının sonlandırılmasından sonra tüketiciler ve dağıtıcılar için tam bir rekabet piyasasının oluşması beklenmektedir. Ancak Elektrik Piyasası Kanunu’nda 2020 yılında yapılan son düzenlemeyle ulusal tarife uygulaması 31 Aralık 2025 yılına kadar uzatılmıştır. Bu sürenin 5 yıla kadar uzatılmasına Cumhurbaşkanı yetkili kılınmıştır. 

Elektrik Piyasası Kanunu ile Serbest Tüketici tanımı getirilmiştir. Söz konusu tanıma göre; yıllık tüketimi, her yıl Kurulca belirlenen tüketim değerinden fazla olan gerçek veya tüzel kişiler, tedarikçilerini seçebilme hakkına sahiptir. 4628 sayılı Kanun'da serbest tüketici başlangıç limiti 9 GWh olarak belirlenmiştir. 2022 yılına gelindiğinde limit, 1.100 kWh'e kadar gerilemiştir. 2023 yılı için limit; 1.000 kWh olarak belirlenmiştir. 2004 yılında yayımlanan Elektrik Enerjisi Sektör Reformu ve Özelleştirme Strateji Belgesi’nde söz konusu limitin 2011 yılına kadar sıfırlanacağı belirtilmiştir. 2009 yılında yayımlanan Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi’nde ise 2015 yılı için limitin sıfıra indirileceği tarih olarak gösterilmiştir. Ancak serbest tüketici limiti 2023 yılında halen sıfırlanmamıştır. 2004-2023 yılları arası hızlı bir düşüş gerçekleştiren serbest tüketici limiti, sıfır olduğunda piyasadaki her tüketicinin dağıtıcısını seçmesi ile rekabet başka bir boyut alacaktır. 

Elektrik fiyatlarının düşmemesinin bir diğer nedeni de özellikle yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklı santrallere uygulanan sübvansiyonlardır. Serbest bir piyasanın gelişebilmesi için uygulamada bazı teşvik araçlarına sektör her zaman ihtiyaç duymaktadır. Kredi kuruluşları, enerji sektörüne kredi temin ederken “Hazine Garantili Projeleri” tercih etmektedirler. Bu da sektörü olumsuz yönde etkilemekte ve tesis fiyatı ve üretim maliyetinin piyasa koşullarında serbest bir şekilde oluşmasına engel olmaktadır. Bu nedenle, kredi veren kuruluşların da zor durumda bırakılmadan, sektörün desteklenmesinin yöntemleri araştırılmalıdır. 

Yenilenebilir Enerji Kanunu ile işletmeye giren yenilenebilir enerji kaynaklı santrallere 10 yıl süre ile teşvik verilmesi sağlanmıştır. Ayrıca işletmeye giren santrallerin yerli aksamları için de 5 yıl süreli teşvik uygulaması yapılmıştır. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) maliyetleri ise Kamu bütçesinden karşılanmayıp, piyasa dinamiklerinden karşılanmaktadır. Yani maliyetler, elektriği kullanan son kaynak tedarik tarifesi ve düzenlemeye tabi tarifeler yoluyla elektrik abonelerine yansıtılmaktadır. 

Bunun dışında; 2016 yılında Bakanlar Kurulu Kararıyla; yerli kömür kaynaklarından üretilen elektrik maliyetlerinin piyasada oluşan elektrik satış bedellerinin altında kaldığı gerekçesiyle bu santrallerin üretimlerinin yüzde 50’lik kısmının Kamu tarafından satın alınması kararlaştırılmıştır. Ayrıca 2018 yılında çıkarılan Kapasite Mekanizması Yönetmeliği ile yerli kömür, doğal gaz, hidrolik ve yerli kömür yakması halinde ithal kömür santrallerinin maliyetleri piyasada oluşan fiyatın, kaynak çeşidine göre hesaplanan maliyetin altında kalması halinde, üretim yapmadıkları süre için bir bütçe sınırları içinde TEİAŞ tarafından ilave ödeme yapılması imkânı getirilmiştir. 

2021 yılında YEKDEM kapsamında üreticilere verilen destek yaklaşık 61 milyar, yerli kömür kullanan elektrik üreticilerine sağlanan destek 27 milyar, kapasite mekanizması üzerinden verilen destek ise yaklaşık 6 milyar olmuştur. Aynı yıl piyasa takas fiyatına göre YEKDEM için teşvik kapsamında fazladan ödenen miktar 23,78 milyar, yerli kömür kullanan elektrik üreticilerine sağlanan fazladan destek 5,81 milyar, kapasite mekanizması üzerinden fazladan verilen destek 2,85 milyar ve doğal gaz santrallerine yakıt maliyeti desteği ise yaklaşık 13 milyar olmuştur. 

Santrallerin teşvik süresi bitmiş olduğunda, normal piyasa koşullarında üretim yapacaklardır. Bu durumda; hammadde maliyetleri olmayan, işletme maliyetleri de son derece düşük olan söz konusu santrallerin, işletmelerinin ilk 10 yılında da kendilerini amorti ettikleri düşünülürse, ürettikleri elektrik enerjisini çok ucuza satabileceklerdir. Böyle olması durumunda piyasadaki elektrik fiyatlarında bir düşüş beklentisi oluşabilecektir. 

Uluslararası Enerji Ajansı tarafından Türkiye için 2021 yılı ülke raporu hazırlanmıştır. Bu rapora göre Türkiye enerji politikaları için getirilen öneriler arasında; sübvansiyonlar ve EÜAŞ'ın satın alma garantileri gibi enerji piyasası destek mekanizmalarının aşamalı olarak azaltılması istenmiştir.


Kaynaklar

1.      EPDK 2021 ve 2022 Yılları Elektrik Piyasası Raporu,

2.      TEİAŞ 2021 ve 2022 Yılları Raporu,

3.      2021, 2022 Yılları Türkiye’nin Enerji Görünümü, Türkyılmaz O., Aytaç O., MMO

4.      Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi (C.E.S.D) Türkiye Toplumunun         Enerji Tercihleri anket çalışması,

https://cesd.khas.edu.tr/sites/cesd.khas.edu.tr/files/inline-files/2019.pdf

5.      https://ec.europa.eu/eurostat/databrowser/view/ten00117/default/table?lang=en

6.      https://www.epdk.gov.tr/Detay/Icerik/3-0-24/elektrikyillik-sektor-raporu

7.      https://www.teias.gov.tr/sektor-raporlari



 Not: Bu yazı 2023 yılı Haziran ayında Tenva web sitesi için hazırlanmıştır.



ENERJİ DEPOLAMA SİSTEMLERİNİN ÇEVRESEL VE EKONOMİK ETKİLERİ

Giriş   21. yüzyılın başından itibaren artan enerji talebi, fosil yakıt rezervlerinin sınırlılığı ve iklim değişikliğinin yol açtığı küres...